Gölgelik
Ağaçlar şarkısını döktü Boncuk Hanım
Bahçelerin duası ölüm üzerine nicedir
Deniz çekildi çekildi, buğday başağı bir çocuk
Harman yerlerinde köpüklenip duruyor
On parmağın gösterdiği güneşler
Çatılarda bir yoksulluk ürpertisi
Islık çalan kirpiklerde yıldız tozları
Puhu kuşlarından bir yatakta uzaklar
Yorgunlukla sürmelenmiş bir rüya şimdi
Bir kandil soluğu gökyüzünde rüzgâr.
Önce Ömür diyorum, sonra Hayal
Sonra sonsuz karlar içinde bir nar
Bir adam her gün biraz daha ölüyor
Gövdesi ağardıkça canı heves yarası
Ağzı geçikmiş zamanlardan bir kuyu
Rodos gülünü örtünmemiş üstüne
Limon çiçeklerine mahcup
Varsa yoksa gülhatmilerden bir yoksul harf
Kimi sevse gözlerinin bebeğinde o çığlık:
“Dinle imdi sen o zarı arı inler bal içinde.”*
Dünya aklında tutmaz kimseyi sürmelim
Benim, sevgilim diye diye çırpındığın
Senin, huzur diye unuttuğun
Ne varsa gövdemizde tüten
-Bir karabatak sulara dalıp dalıp çıkıyor-
Bir yasemin kokusu kadar sürmez hükmü
Tanrının can bulduğu bu gölgelikte…
Şükrü Erbaş / Pervane, 2014
* Pir Sultan Abdal