KENDİNİ ÇEVİRTEN ŞİİR
“Herkes
gibi, temelde şiirin başka dile çevrilemeyeceği kanısındaydım ben de. Şiirin
kendi yaz[ıl]dığı dilde bile çevrilemeyeceği kanısına da katılıyorum. Nedir ki,
bu konuda iki noktada katılaşmış izlenimlerim var.
Bir
kere, şiir, diyorum, başka bir dile çevrilemez ama, en güzel şiirler
çevrildikten sonra da ikinci dile bir şeyler taşıyan şiirlerdir. Elbette ki,
şiirin kendi tek konumunu, şahane yalnızlığını, yüklendiği espriyi öbür dilde
tıpatıp yeniden yaratmakimkânsız bir Şey. (…) Ancak, güzel şiirler, büyük
şiirler, öbür dilde kendi içeriğinden olsun, kendine yabancı öğelerin
varlığından olsun, bir öz kıpırdanması, bir hareket dalgalanması meydana
getiriyor. Bu, çok defa yeni bir şey oluyor. Ama şiirin eski ya da asıl
durumundan çıkan, ondan üretebilen bir şey. Yani güzel şiir çevrilirken öbür
dilde hiç değilse başka bir şiir yazılmasına zorluyor çevireni, bunun
ipuçlarını veriyor; kendi birikiminin öbür dildeki yatağını yazıyor, o dilde
yeni Şiir değerleri kotarıyor; çevresine hemeninden yeni bir anın, yeni bir
durumun, yeni bir şiirsel tavrın halkasını çekiveriyor. Bu bakımdan güzel şiire
kendini çevirten şiir de diyebiliriz. Şiir ne kadar güzelse, daha doğrusu
şiirsel gerilimi ne kadar güçlüyse o kadar kolayca çevrilebilmekte ve o oranda
bambaŞka bir şiir çıkmaktadır ortaya.
(…)
Güzel
şiir, çevrilirken ikinci dilde bir dalgalanma meydana getirir. Çevirmenine yeni
ufuklar açar. Ve o anda ikinci dilin kendi içindeki bütün şiirsel değerleri de
üstlenir. Kendi konumunu kendisi getirir. Doğurgandır, çevirtir kendini.
(…)
İkinci
noktaya gelelim şimdi de. Ne diyoruz şiirin çevrilmezliğini anlatırken: Şiir
kendi dilinde bile ikinci kez söylenemez. Böyle diyoruz. Şiirin tekniğini
anlatmak için bundan daha güzel bir söz olamazdı. Güzel bir şiir, getirdiği öz
birikimiyle ve biçim değerleriyle kendinde akraba laf değerlerini
billûrlaştırmış, bir bakıma da dondurmuş oluyor. Konum mu, artık yalnız o konum
vardır; öz mü, artık yalnız o öz. (…) Şiir gerçekten de aynı espri yüküyle
kendi dilinde bir kez daha yazılamaz, ama yazılsaydı, yazılabildiği kadar
yazılsaydı?.. Aynı zamanda da başka bir dile çevrilseydi?.. Elbet bu ikinciler
ayrı şiirler olacaktı. Bu noktada şöyle diyebiliriz: Bir şiirin başka dile
çevrilmişi, kendi dilinde ikinci kez söylenmişinden daha başarılı olacaktır.
Çünkü
ikinci dilde o şiire daha başka ve daha yeni bir ortam vardır. Ve daha
elverişli.
(…)
Şiiri çevirirken yapısına bağlı kalmak çeviriyi tutsak edebilir. Onun yeni söz
değerleri kurmasını önleyebilir. Ve bir şiirin ikinci dilde yeniden yaratılması
için şiirin aslındaki bazı öğelere sıkı sıkıya bağlı kalınması gerekmez. Hatta
bunları değiştirmek, ikinci dildeki şiirsel ağıntıyı harekete geçirmek için
bazı yeni kaynaklara eğilmek zorunlu olabilir.”
Cemal SÜREYA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder