Öne Çıkan Yayın

Nazım Hikmet / CEVAP

  CEVAP  O duvar o duvarınız,                 vız gelir bize vız! Bizim kuvvetimizdeki hız, ne bir din adamının dumanlı vaadinden, ne de bir...

Bertolt BRECHT etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bertolt BRECHT etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Ağustos 2021 Pazar

Bertolt Brecht / Zulümler Yağmur Gibi Yağmaya Başlayınca

Zulümler Yağmur Gibi Yağmaya Başlayınca


Paydostan sonra gişeye önemli bir mektup getiren biri gibi:Zulümler Yağmur Gibi YağmayaZulümler Yağmur Gibi Yağmaya Başlayınca Başlayınca

Gişe çoktan kapalıdır.

Yaklaşan bir sel felaketi karşısında kenti uyarmak

isteyen biri gibi:

Ama başka bir dilde konuşan. Kimse anlamayacaktır onu.

Dört kez kendisine bir şey verilen bir kapıyı

beşinci kez çalan bir dilenci gibi:

Beşinci kez aç kalır.

Yarasından kan boşanan ve doktoru bekleyen biri gibi:

Kan durmaz, hep boşanır.


Biz de ortaya çıkıyor ve bize yapılan zulümleri haber

veriyoruz.


İlk kez arkadaşlarımızın yavaş yavaş katledildiğini

bildirdiğimizde

çığlıklar göklere ağdı.

Yüz kişiydi katledilen. Ama bin kişi katledildiğinde

ve ölümlerin sonu gelmediğinde bir sessizlik

kapladı ortalığı


Zulümler yağmur gibi yağmaya başlayınca

"dur!" diyen olmaz artık, Cinayetler üst üste yığılmaya başlayınca görülmez

oluverirler.

Çekilen acılar dayanılmaz olunca duyulmaz artık

hiçbir çığlık.

Çığlıklar da yaz yağmuru gibi yağar.


Bertolt Brecht

10 Haziran 2021 Perşembe

Bertolt BRECHT / DURDURAMAYACAKLAR…

 

DURDURAMAYACAKLAR…


Gardiyanları ve yargıçları ve savcıları

Hepsi halka karşıdır

Kanunları, yönetmelikleri, bütün kararları

Hepsi halka karşıdır

Dergileri, gazeteleri, bütün yayınları

Hepsi halka karşıdır


Bunların hiçbiri onları kurtaramayacak

Durduramayacaklar halkın coşkun akan selini


Panzerleri, kelepçeleri, bütün silahları

Hepsi halka karşıdır

Zindanları, tutukevleri, işkenceevleri

Hepsi halka karşıdır

Borsaları ve şirketleri ve iktidarları

Hepsi halka karşıdır


Bunların hiçbiri onları kurtaramayacak

Durduramayacaklar halkın coşkun akan selini


Bertolt BRECHT

16 Aralık 2018 Pazar

BİZDEN SONRA DOĞANLARA I.II.III.~ Bertolt BRECHT

Bertolt BRECHT

BİZDEN SONRA DOĞANLARA

I.

Gerçekten, karanlık günlerde yaşıyorum!
Doğru söz delilik. Düz alın
Kanıtı vurdumduymazın. Gülen ki
Korkunç haberi
Henüz almamış.

Ne günlere kaldık, ki
Neredeyse suçtur ağaç üzerine bir konuşma
İçerir çünkü susmayı bunca kötülük üstüne!
Orda ağırdan caddeyi geçen
Erişilmez mi dara düşen
Arkadaşları için?

Doğrudur: geçimimi sağlıyorum daha
Ama inanın: bu bir rastlantı yalnız. Yaptığım
Hiçbir iş doyma hakkını vermiyor bana.
Rasgele korunmuşum. (Talihim dönüverse. Yokum.)

Bana diyorlar: ye iç! Bak keyfine!
Nasıl yer içerim, kaparsam
Yiyeceğimi bir açın elinden ve
Bardaktaki suyum bir susuzda yoksa?
Ve yiyip içiyorum gene de.

İsterdim bilge olmak.
Eski kitaplarda yazılı nedir bilge
Kavga dışı kalmak dünyada ve kısa yaşamını
Korkusuz geçirmek
Zora başvurmadan edebilmek
Kötülüğe iyilikle karşılık vermek

İsteklerine ermeyip, unutmak
İşi bilgenin.
Yapamam bütün bunları:
Gerçekten, karanlık günlerde yaşıyorum!

II.

Şehre geldim bozuk düzen günlerde
Açıklık sürerken.
İnsan arasına karıştım ayaklanmada
Ve onlarla birlikte öfkelendim.
Böyle geçti zamanım
Yeryüzünde.

Yemeğimi yedim iki savaş arası
Katillerin arasında yattım
Sevgiye saygısız
Ve doğaya sabırsız baktım.
Böyle geçti zamanım
Yeryüzünde

Her yol batağa çıkardı benim zamanımda.
Dilim durmaz ele verirdi beni.
Elimden gelen azdı. Ama hükmedenler
Daha rahat olurdu bensiz, buydu umudum.
Böyle geçti zamanım
Yeryüzünde.

Gücüm azdı. Hedef
Uzak mı uzak.
Apaçık belliydi, benim ulaşmam
Mümkün değildiyse de.
Böyle geçti zamanım
Yeryüzünde.

III.

Siz, siz ki çıkacaksınız
Battığımız tufandan
Düşünün
Eksiklerimizden söz ederken
Karanlık çağı da
Sizin kurtulduğunuz.
Gittiydik, ayakkabıdan çok ülke değiştirip
Sınıf savaşları arasından, umarsız
Yalnız haksızlık var da baş kaldırma yoktuysa.

Biliyoruz oysa:
Alçaklıktan nefret bile
Çarpıtır çizgileri
Haksızlığa öfke bile
Kısar sesi. Ah, biz
Hazırlamak isterken dostluk yolunu
Dost olamadık kendimiz.

Siz ama, o gün gelince
İnsanın insana el uzattığı
Anın bizi
Hoşgörüyle.
...
O gün mavi eylül ayında
Sessiz körpe bir erik ağacı altında
Tuttum onu, sessiz beyaz aşkı
Kolumda kutsal bir düş gibi.
Ve üstümüzde güzel yaz göğünde
Bir bulut vardı, çoktan gördüğüm
Çok beyazdı ve çok yukarılarda
Ve başımı kaldırıp baktığımda, değildi orda.

O günden beri birçok, birçok aylar
Geçti sessiz aşağı kaydılar
Yok oldu o bütün erik ağaçları
Ve bana sorarsan aşk n'oldu diye
Sana derim ki: hatırlayamıyorum
Ama gene de, inan ki, biliyorum ne demek istediğini.
Ama gene de gerçekten hatırlamıyorum onun yüzünü.
Yalnız: o zamanlar öpmüştüm onu, biliyorum.

Ve bu öpücüğü de çoktan unutmuş olurdum
O bulut olmasaydı orada
Onu bugün de hatırlıyorum ve hep hatırlayacağım
Çok beyazdı ve yukarılardan geliyordu
Erik ağaçları belki çiçek açıyordur gene de
Ve o kadının belki de şimdi yedi çocuğu olmuştur
Ama o bulut yalnız birkaç dakika için açtı
Ve yukarı baktığımda, rüzgârda kayboluyordu bile.

9 Ağustos 2018 Perşembe

BAHARDA BİR YAŞLI ADAM ~ Bertolt BRECHT

BAHARDA BİR YAŞLI ADAM
O eski gençlik günlerimde
bahar şimdikinden daha güzeldi.
Kızlar daha cana yakındı şimdikinden.
Neyse ki sıcak değil eskisi gibi yaşlıların yüreği.
Annen söyler durur yıllar var:
Kocadıkça insan, olur ağırbaşlı, sağduyulu.
Geniş görüşü var bu yüzden biz yaşlıların.
Ama güzel değil hiçbir şey eskisi kadar.
Çayırlar ve buğdaylar olmasın
yeşil ve sarı, geçmişteki kadar.
Onları görmezdim gidip
geçmişteki gibi olsaydılar.
Ne yazık, günden güne soğumakta
yücelerden bakan ulu güneş bile.
Gelgelelim, daha çok seviyor onu,
daha çok, yaşlandıkça insanoğlu.
Artık hiçbiri eskisi gibi değil
aşkların, yaşamların, şiirlerin.
Yalnız bizler nasılsak öyle kaldık.
Saçları kırlaşan sevmez değişmeyi.
Bertolt BRECHT

24 Şubat 2018 Cumartesi

NE DİYE ANSINLAR ADIMI? ~ Bertolt BRECHT

NE DİYE ANSINLAR ADIMI?

Eskiden düşünürdüm: İlerde, çok ilerde
Çökünce oturduğum evler
Bindiğim gemiler çürüyünce
Anarlar benim de adımı
Başka adlarla birlikte.

Çünkü ben faydalı’yı övdüm
Adi buluyorlardı yaşadığım günlerde.
Çünkü ben dinlerle savaştım
Zulme karşı çıktım çünkü
Ya da başka bir şeyden ötürü.

Çünkü ben insanlardan yanaydım,
Saygı duydum, onlara bıraktım her şeyi;
Şiir yazdım, dili zenginleştirdim,
Pratik yollar öğrettim çünkü,
Ya da başka bir şeyden ötürü.

Düşündüm bu yüzden adım anılır benim
Durur bir taşın üstünde,
Alınır kitaplardan basılır
Yeni yeni kitaplara.

Bugünse
Pekâlâ, unutulsun!
Ne diye
Ekmek varsa yeterince, sorulsun fırıncı?
Ne diye yeni kar bekleniyorsa
Övülsün erimiş kar?
Ne diye
Bir gelecek varsa
Dursun bir geçmiş?
Ne diye
Anılsın adım?
Bertolt BRECHT
Türkçesi: Behçet Necatigil

16 Ocak 2018 Salı

DİYALEKTİĞE ÖVGÜ ~ Bertolt BRECHT

DİYALEKTİĞE ÖVGÜ
Şu adım başı zulüm kıyım ortamında
her egemen yeni bir sömürü peşinde.
Şiddet tek güvence. Düzen değişmesin!
Haksızlıklara karşı çıt çıkmıyor ortalıkta
ama ezilenleri dinlerseniz, derler ki:
“Dileğimiz gerçekleşemez hiçbir zaman…”

Oysa, yaşam sürüyorsa, dememeli “hiçbir zaman”
Hiçbir zaman kesin değildir kesin sanılan.
Hiçbir şey nasılsa öylece kalamaz, bir gün
buyruktakiler başlayacaktır buyurmaya.
Öyleyse kim diyebilir “hiçbir zaman”

Zulüm sürüp gidiyorsa kimin yüzünden: Bizim!
Bir gün kimin yüzünden yıkılacak: Gene bizim!
Kim yıkılsa ayağa kalkacak sonunda
ve bir gün mutlaka dövüşecek yeni baştan.
Onu kim durdurabilir bilinçle donanmışsa
çünkü bugün yenilen yenecektir yarın
Ve hep “bugün” doğacaktır “hiçbir zaman”dan.
Bertolt BRECHT