Öne Çıkan Yayın

Nazım Hikmet / CEVAP

  CEVAP  O duvar o duvarınız,                 vız gelir bize vız! Bizim kuvvetimizdeki hız, ne bir din adamının dumanlı vaadinden, ne de bir...

Turgut UYAR etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Turgut UYAR etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Ağustos 2021 Çarşamba

Turgut Uyar / Her Pazartesi [ Çağdaş Yeri Mızrağın ]

Çağdaş Yeri Mızrağın


Tam mızrağın deldiği yerdi, birden parladı. Odada

İlkel bir silahın birden çağdaş olduğu. Kanla.

Bir sızı. Sağ elimde bir haritaydı. Kanla.

Aranan birşey. Kan ve Benzin İstasyonu

Uzaktan geçiriyorum anısını, Sallanıyordu

Anlamadığım bir şeydi. Sallanan ...

Bir duvarın birdenbire ak olduğu.

Ey benzin istasyonu.

Aşklar bitti, sevinçler bitti, ey orman!..

Aklık gibi, ayırt edilmeden taşman.

Gelir şimdi ölmüş bilinen bütün şarkıcılar

Bir uygarlığı yeterince anlatmaya. Bütün şarkıcılar,

Flavtacılar flavtacılar flavtacılar.

Beklenen hangi utkudur, ey orman!..

Hangi? O giyimli yabancı adamlardan.

Hangi çağdaş uykusuzluk, ey orman,

Alkolün yarım yamalak tesbit ettiği akşamlardan.

Bir caddede, bir çılgınlıkta, bir duvar önünde

Bir uyanış gibi kendiliğinden taşınan.

-Bütün herkeslerin "ihtilali" diye

ortalara döküldüğü bir akşam-

Bir yanlış gibi kendiliğinden taşınan. Ey orman,

Bütün imamların ve kardinallerin çıplak olduğu

bizi bir boyutun iğretliğine çağıran

Bir değişmez düzenin sahibi, bir yanlışlık

ölüyor. Ve bir anı sonsuz düzenine giriyor.


"Sen!.. arkanı döndüğünde herkes ağlıyordu

ölümün ödenmez bir faturaydı. Herkes ağlıyordu

Döner kapılar ağlıyordu ve bütün açgöz garsonlar

yanmamış sigaralar, alkolcüler, tütün doğrayanlar. Ve

Hangi haberi.. O sonsuz soluğu yadırgatan

-kafatasın uyanmış- Birisine göre bir anı,

birisine göre bir sevgi olan herkes ...

Bir uyku kaybedilen, bir timsah kaybedilmiş

ve dibi baltalanmış bir totem,

-belki bir ince akşam bile-

Yanlış bir bilet olan herkes

Yanlış bir model olan herkes.

Senin uykunu ve ağlamanı tanıyorlar. Görkemsiz

ve aşağılık. Yasında

Kırların ve zamanın karanlık bir tuğladır uykularında

parasız, sıkıntılı bir otobüs yolcusu

nun..."


Bir ufak ışık, ufak. Yerimizi gösterin. Şaşırdık karşısında

ve ilişkiler bizi şaşırtır elbet. Sen orman. Tut.

Bitti.

Aşklar ve sevinçler bitti. Ey orman!..

Büyük adam gelir. Sevimli bir su terazisini okşuyorum

o bir duvara kendini çiziyor,

ey orman

o yeşillik artık bir alışkanlığa dönüşüyor usumda.


Turgut Uyar / Her Pazartesi

17 Eylül 2020 Perşembe

ACIYOR, Turgut UYAR


 ACIYOR 


Mutsuzlukdan söz etmek istiyorum
Dikey ve yatay mutsuzluktan
Mükemmel mutsuzluğundan insansoyunun
Sevgim acıyor

Biz giz dolu bir şey yaşadık
Onlarda orada yaşadılar
Bir dağın çarpıklığını
bir sevinç sanarak

En başta mutsuzluk elbet
Kasaba meyhanesi gibi 
Kahkahası gün ışığına vurup da
öteden beri yansımayan
Yani birinin solgun bir gülden kaptığı frengi
Öbürünün bir kadından aldığı verem
Bütün işhanlarının tarihçesi
sevgim acıyor

Yazık sevgime diyor birisi 
Güzel gözlü bir çocuğun bile 
O kadar korunmuş bir yazı yoktu
Ne denmelidir bilemiyorum
sevgim acıyor
Gemiler gene gelip gidiyor
Dağlar kararıp aydınlanacaklar
Ve o kadar

Tavrım bir çok şeyi bulup coşmaktır
Sonbahar geldi hüzün
İlkbahar geldi kara hüzün
Ey en akıllı kişisi dünyanın
Bazen yaz ortasında gündüzün
sevgim acıyor
Kimi sevsem
Kim beni sevse 

Eylül toparlandı gitti işte 
Ekim filanda gider bu gidişle 
Tarihe gömülen koca koca atlar
Tarihe gömülür o kadar 

Turgut UYAR

14 Temmuz 2018 Cumartesi

UZAK KADERLER İÇİN ~ Turgut UYAR

UZAK KADERLER İÇİN

Bir gün, bir yağmurla garip garip
-Çoluğu çocuğu terk edeceğim.-
Bir sevgiyle doymayacak kalbim, anladım
Alıp başımı gideceğim.
Asır yirminci asırdır, amenna
Bir yanımda sevgilerim, bir yanımda sancım
Neon lambaları büsbütün karartır gecemizi
Uzaklar daha uzaklaşır
Bir define çıkarır gibi kayalardan, Ademden beri
Sımsıcak sevgilere muhtacım.
Bir gün alıp başımı gideceğim
-Yıldızlar ışısın, yollar üşüsün, yollar...-
Belimi bir ılık şal sarsın, mavi
Hüzünlü bir serencamın ardından, şarkısız
Rüyalarım unutulmuş bir handa pes desin
Görmüş geçirmiş bir çift duygulu dudak karşısında.
Kendi kendine çekilmez oluyor ömrüm
Her insanın ayrı ayrı yaşayabilsem kaderinde
Diyarı gurbette kanlı bir aşk
Bahtsız bir çocukluk uzak köylerin birinde
En uzak beyazlar,
En yakın ikindilerde, duygulu
Ve bir sahil meyhanesinde bir akşam
İçip içip ağlasam...
Nasıl kısa kesmeli bilmiyorum?
Herkesin derdinden pay isterken.
Uzak kaderlerin suları çağlar şimdi
Yıldızlar dökülür sonsuza içimizden.
Bir gün, bir parkta otururken, biliyorum
Bir el yağmurla dokunacak omuzuma
Bir çift göz, bir davet, bir kalp
Çoluğu çocuğu terk edeceğim.
Yapraklar dökülecek, çiçekler solacak
Bir sonbahar, bir sabah ve bir yağmur olacak
Toprak ve insan kokularıyla,
Uğultulu bir sarhoşluk içinde, yıllar için
Başımı alıp gideceğim.
Turgut UYAR

12 Nisan 2018 Perşembe

UZAK KADERLER İÇİN - Turgut UYAR

UZAK KADERLER İÇİN

Birgün, bir yağmurla garip garip
-Çoluğu çocuğu terk edeceğim.-
Bir sevgiyle doymayacak kalbim, anladım
Alıp başımı gideceğim.
Asır yirminci asırdır, amenna
Bir yanımda sevgilerim, bir yanımda sancım
Neon lambaları büsbütün karartır gecemizi
Uzaklar daha uzaklaşır
Bir define çıkarır gibi kayalardan, Ademden beri
Sımsıcak sevgilere muhtacım.
Bir gün alıp başımı gideceğim
-Yıldızlar ışısın, yollar üşüsün, yollar...-
Belimi bir ılık şal sarsın, mavi
Hüzünlü bir serencamın ardından, şarkısız
Rüyalarım unutulmuş bir handa pes desin
Görmüş geçirmiş bir çift duygulu dudak karşısında.
Kendi kendine çekilmez oluyor ömrüm
Her insanın ayrı ayrı yaşayabilsem kaderinde
Diyarı gurbette kanlı bir aşk
Bahtsız bir çocukluk uzak köylerin birinde
En uzak beyazlar,
En yakın ikindilerde, duygulu
Ve bir sahil meyhanesinde bir akşam
İçip içip ağlasam...
Nasıl kısa kesmeli bilmiyorum?
Herkesin derdinden pay isterken.
Uzak kaderlerin suları çağlar simdi
Yıldızlar dökülür sonsuza içimizden.
Birgün, bir parkta otururken, biliyorum
Bir el yağmurla dokunacak omuzuma
Bir çift göz, bir davet, bir kalp
Çoluğu çocuğu terk edeceğim.
Yapraklar dökülecek, çiçekler solacak
Bir sonbahar, bir sabah ve bir yağmur olacak
Toprak ve insan kokularıyla,
Uğultulu bir sarhoşluk içinde, yıllar için
Başımı alıp gideceğim.
 
Turgut UYAR

24 Mart 2018 Cumartesi

NE DEĞİŞİR ~ Turgut UYAR

NE DEĞİŞİR
ben kan diye başlamak isterim oysa gülün derdi başkadır
lâle bahardan yanadır çiğdem güneşten konu değişir

hepsine pekâlâ amma bilirim gülün derdi uydurma
kıpkırmızı en çok yakışırken kendine onu değişir

lâle mayıs ayıdır mora turuncuya filan boyanır
pek güvenmem yabancıdır bakarsın yönü değişir

çiğdem cefaya katlanır alışmıştır kendi yeşiline
haklıdır bakımsızdır yağmurun durmadan günü değişir

hoş olsun bütün verdikleri aldıkları şu çiçeklerin
gül susar çiğdem uyanır tüfek başlar konu değişir

hep böyle süreceği sanılır bu gül hikayesinin
hep böyle sürer gerçi ama bir gün sonu değişir
Turgut UYAR

18 Mart 2018 Pazar

AYRILIKLARDAN ~ Turgut UYAR


AYRILIKLARDAN

Böyle sessiz ayrılıklarda,
her şey önceden belli olur.
en güzel zamanında, aşkın ve hayatın
insan deli olur…

O, kadırga taraflarında bir evden çıkmıştır.
masum bir yalanla -halama diye-
gözleri pabuçlarında, mahcup
ellerine yapışmış gibidir
harçlığından arttırıp aldığı
sevimli hediye…

ah, insan nasıl çıldırmaz nasıl
bir çaresizlik,
bir umutsuzluk sarmış her yanı.
aranızdan insanlar geçer.
bulutlar geçer.
O, kırmızı mürekkep gibi dudaklarıyla, zoruna
utanarak gülümsemeye çalışır.

bu gülüş en aldatmazıdır vaatlerin.
yıllarca sonra bir uzak gurbette bile;
zulmüne dayanılmazken yalnız saatlerin,
bir yeşil yaprak üstünde gözlere,
görünür, uzaklaşır…
Turgut UYAR

17 Mart 2018 Cumartesi

BİTMEMİŞ ŞİİRLER VIII ~ Turgut UYAR


BİTMEMİŞ ŞİİRLER
VIII

Vapur gürültüsüz ayrılır limandan
Cümle hatıralar beraberimdedir.
Feriköy’de bir tramvay durağı,
Bir kış günü pastacıda, unutulmaz
Bir sandal gezintisi ki; Sarıyer’de
Fotoğrafları hala iç cebimdedir…

Ömrümüz böyle olmamalıydı, Elagözlüm
Bir vakitsiz meyve dilemeliydik Tanrı’dan
Uzun hasretlerin arifesinde
Ellerim böğrümde kalmamalıydı.

Şimdi akşam olur, sular buruşur
Bir yastığa baş koyarım güvertede.
Hnagi dilden olursa, bir şarkı isterim
İçimde kırık dökük besteler dolaşır.
Kalbim avucumdadır artık,
Bir sahilden sesler gelir, kaybolur
Uzun uzun nefes alır sular
Uzun uzun ağlamak isterim.

Gözlerimde bir yağmurlu gün başlar;
Vakit ikindidir Eyüp sırtlarında
Bulutlar vardır, pembeden, beyazdan
Mevsim sonbahardır sessiz ve taze.
Nemli otlar, çekirgeler, solgun yüzün.
Bir gülüş, bir mahzun bukle saçlarında
Bir eski çiçeği andırırsın yazdan.
Ve bir şarkı başlar kahvelerin birinde
Bizi ömrümüzden alır götürür,
Bir şarkı, faslı hicazdan.

Vapurlar gelir geçer Haliç’ten.
Sonra yağmur hafifler, Elagözlüm
Sonra yağmur hafifler,
Sonra hisarlar, yollar, ikimiz
Sonra…

Hasret bir şey değil Elagözlüm
Ömrümüz böyle olmamalıydı
Hep aşkta durmalıydı çağımız.
Sevdayı mısra mısra değil
Ömrümle yaşamalıydım.
Sonra, sonra gene böyle olmalıydı
Tadına varmadan çiçeklerin
Şehirde bir sen, bir de ben, yalınız.
Yeşil yaprak, alaca gölge, düşen yıldız
Bir gün en büyüğü karşısında gerçeklerin
Maceramız yarıda kalmalıydı…
Turgut UYAR

7 Mart 2018 Çarşamba

İTHAF ~ Turgut UYAR


İTHAF
-1- 
Bilirsin ben hoyrat severim
-Kendi fikrime göre, erkekçe.-
Bir ağaç, bir bulut, bir kuş ve biz
Ellerin ellerimde, ürkekçe

Veya sen pencerende akşamüzeri,
Cigaramı köşebaşında bitiririm.
Damalı, büyük mendilimde sana
Unutulmaz geceler getiririm.

Gür, ferah karanlıklar içinden
Bana doğru uzar saçların.
Bir büyük rahatlık alır götürür bizi
Pırıl pırıl öpüşlerle başlar yarın

Selam, en güzel hasretlerden
Selam sana, korkak ve iyi kadın
Ömrüne başlıyan tomurcuk gibi, baharda
Aşka, sadık ve neş’eli başladın

Gün söner yıldızlar yanar gecelerden
Bir ölümsüz alem başlar senden yana.
Selam, ürkek ve sevgili kadın,
Selam, sabahsız gecelerden sana

-2- 
Şimdi ağlayamıyorum da kötüsü
Gözlerim dolduğu halde bazı bazı.

İçim götürmiyerek seyrediyorum,
Sağ tarafı boş kalan yatağımızı.

Bir şeyler akyıor ömrüm içinden,
Ufak tefek, süt beyaz, kan kırmızı…

Ben seni arıyorum rüyalarımda
Geceler içinde bir yıldız, bir yıldızı.

Bir perişan haldeyim sen gideli,
Sorma, Bekir Efendinin kızı…

-3- 
Zaman sevdikçe uzar, bilirsin
Hayal, taştan, topraktan geçer, yapraktan geçer.
Bir yeşil duman olur yaşadığımız
Yakından, ıraktan geçer.
Sevdiğim kadar bilmeliyim de
Ne olursun?..

Bir çeşmedir dökülen omuzlarımdan,
Avuçlarım pırıl pırıl dolar, boşalır.
Ömrümüz serapa sevda içredir.
Bir uzun yaz günü durur, zulmeder
Tanıdık, bildik günler sarkar takvimden
Hafızam zulmeder boşluğuma.
Birden bir arının kanatlarında terü taze
Sen gelirsin

Aslan ağzındadır saadetimiz
Yağmurlar yağar, günler batar, geceler gelir
Bir bitmez türkü başlar dışımızdan.
Bir çınar altıdır oturduğun yer;
Dizlerin örtülmüş, bakışların uzak,
Al bir hırka örmektesin ağır ağır.
Bir ince bilezik, küpelerin, saçların
Otlar, kuşlar, beyaz bulutlar..

……

Dilerim haşre kadar hatırımda
Böyle kalırsın
Turgut UYAR

4 Mart 2018 Pazar

HIZLA GELİŞECEK KALBİMİZ ~ Turgut UYAR

HIZLA GELİŞECEK KALBİMİZ

hızla gelişecek kalbimiz
kalbimiz hızla.
sürgünlerin umutsuzluğunda
kırık kalpler, yaralılar, onulmazlar
farksız çarpanların umutsuzluğunda
ve köprü başlarının umutsuzluğunda
ve köprü başlarının umudunda.
sular bitse bile, çiçekler atılırken oralara
temiz bir ilişkinin bulutsuzluğunda
ve eski dağlarda, eski dağlarda kış
kovalarken ülkesini
hızla gelişecek kalbimiz.
kendi öz hüznümüzün öz tarlasında
bozkır dayanıklılığımızın tarlasında
kalbimiz
ellerimiz ayaklarımız arasında
ve kimsenin bölemediği şarkıyı
güllerin, buğdayların ve acının şarkısını
bir haziran uygulayacak sesimize.
sütçünün sesiyle birlikte
erkenci işçilerin sesiyle birlikte
şoförün sesiyle birlikte
sabaha başlamış sarhoşların sesiyle birlikte
yaman sarhoşların sesiyle birlikte
ve yeni uyanışların ve yeni doğmuşların
ve herkesin ve herkesin
sesleriyle birlikte
bir haziran uygulayacak
kimse bölemeyecek ve kalbimiz
hızla gelişecek.

yıkıntılara karışan eski bir bahar
büyük olmaya elverişli bir bahar
eskiden yaşanılmış ve her şeye rağmen
insanlara göre bir bahar
suların kana kestiği yahut
suların kana kestiği bir bahar.
hızla gelişecek kalbimiz
bir mavilik kalıbında
bir odada, en olagel bir odada
en sade, en insanca bir odada
bir kadınla bir erkeğin olduğu bir odada
bir kadın bir erkeğin
bir kadınla bir erkek olduğu
ellerin ve omuz başlarının
birbirini bulduğu.
birden gerçekliğini algılayarak
saat çalınca ve görünce güneşi
birden vazgeçilmezliğini algılayarak
önemli ve gerekli buluşunu kendini
birden hatırlayarak
geleceğe hazırlayınca olanca göğüslerini
ve her şeye ve ölüme kalbimiz
hızla gelişecek
çağımıza pek uygun bir hızla
gelişecek kalbimiz

kalbimiz
yerin ve göğün alt edilmez bir dirilikte olduğu
tutkumuz, direnmemiz, ellerimiz, kalbimiz.
kalbimiz
kalbimiz hızla gelişecek.
Turgut UYAR

20 Şubat 2018 Salı

AĞITLAR TOPLAMI ~ Turgut UYAR

AĞITLAR TOPLAMI
Ben alır başımı giderim bir gün
Ege adalarına şarap içmeye
Oturup güngörmüş pazarlarla teslis konuşmaya
Ve bir rüzgar koklamaya üç yüz yıl gelecekten
Çocuklarımız ve kadınlarımız
Ve bütün karmaşık lığımız, düzelse
Ben hala sorar dururum bir karpuz sergisinde,
Öğrenci yurtlarında nasıl hazırlanıldığını
Acele yemekler ve yataklar karşısında
Üzümcülerin ve balıkçıların sürümcemesi karşısında
Kabaran bir hüzündür gitgide aşk olur
Kalkıp tokatlarız bir yanlışlığı
Tutar bizi kan gibi tutar eksikliğimiz
Önce öyle sandırılırız, sonra inanırız
En kaba dağlarda incelik bulduğumuz
Yarım yamalak bir insan, bir sayı olduğumuz
Ve yaşlı bir kurdun öldüğü vakit
Şişer, ağar yüzeye morarmaz cesedimiz
Sarar ince bir sızı kalplerimizi
Çünkü dağlarda bahar tazelenirken
Taze yeşiller hazırlanırken
Ben sorarım bir gün, boğuk kışlalarda
Nasıl hazırlanıldığını sahipsiz sılalalara
-kirli ve perdesiz camlar karşısında
Bakır sinilerle camiler karşısında-
Baharı yani çiçekleri yani en olağan mutluluğu
Bilmenin tam karşısında
Üç renkli kedilerin dişiliğini
Bakkal, memur pijamalı babalarla birleşen
Saç örgülerini küçük kızların
Kaçamak buluşmalarını ara sokakların
Ve bilinçsiz katlanmasını koskoca bir gövdenin
Suya ateşe, açlığa ve kana, sorarım
Ölmeyi, ölürken kaç yaşında olmayı
Hatıran bir güldür bana
Ellerin bir yakınlıktır
Geçmişi ular gecelerime
Hatıran bir güldür bana
Büyük caddeleri sevdiren bana
Büyük özürleri bulduran bana
Sağlam kılan soyumuzu
Ben artık herkesi tanırım
Çünkü kış geldi
Çünkü kış sonsuzdur, öğretir.
Benim şu ellerim bir şaşkınlıktır
Kadını ve kızı ve suyu tanımaz, dayanır
Turgut UYAR

17 Şubat 2018 Cumartesi

GÜLÜN KANINDAN ~ Turgut UYAR

GÜLÜN KANINDAN

gülsuyu, gülün kızkardeşi özbeöz
bir buğu olarak tenlerde uçuşan

gülyaprağı, gülün çocuğu özbeöz
yaşarmış gibi hep kendi okşanan

güldalı, dikenli ama güllü
ince dirençli ve kahraman

yeni bir soydandı yepyeni
kendi mezarında kendi açan bir güldü ilhan
sabah da kırmızı akşam da kırmızı
hep kırmızı kalacak solmadan

evet “süslü püslü ve şık bir bayan”
en güzel reçelleri yapıyormuş gülün kanından 
Turgut UYAR

25 Ocak 2018 Perşembe

ACIYOR ~ Turgut UYAR

ACIYOR 
Mutsuzluktan söz etmek istiyorum
Dikey ve yatay mutsuzluktan
Mükemmel mutsuzluğundan insansoyunun
Sevgim acıyor

Biz giz dolu bir şey yaşadık
Onlarda orada yaşadılar
Bir dağın çarpıklığını
bir sevinç sanarak

En başta mutsuzluk elbet
Kasaba meyhanesi gibi 
Kahkahası gün ışığına vurup da
öteden beri yansımayan
Yani birinin solgun bir gülden kaptığı frengi
Öbürünün bir kadından aldığı verem
Bütün işhanlarının tarihçesi
sevgim acıyor

Yazık sevgime diyor birisi 
Güzel gözlü bir çocuğun bile 
O kadar korunmuş bir yazı yoktu
Ne denmelidir bilemiyorum
sevgim acıyor
Gemiler gene gelip gidiyor
Dağlar kararıp aydınlanacaklar
Ve o kadar

Tavrım bir çok şeyi bulup coşmaktır
Sonbahar geldi hüzün
İlkbahar geldi kara hüzün
Ey en akıllı kişisi dünyanın
Bazen yaz ortasında gündüzün
sevgim acıyor
Kimi sevsem
Kim beni sevse 

Eylül toparlandı gitti işte 
Ekim filanda gider bu gidişle 
Tarihe gömülen koca koca atlar
Tarihe gömülür o kadar 
Turgut UYAR