Öne Çıkan Yayın

Nazım Hikmet / CEVAP

  CEVAP  O duvar o duvarınız,                 vız gelir bize vız! Bizim kuvvetimizdeki hız, ne bir din adamının dumanlı vaadinden, ne de bir...

Orhan Veli KANIK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Orhan Veli KANIK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Aralık 2018 Çarşamba

HOŞGÖR KÖFTECİSİ – Orhan Veli Kanık

HOŞGÖR KÖFTECİSİ
Orhan Veli Kanık

Si​ze bu ya​zım​ da üç ma​sal​ı bir ba​lık​çı mey​ha​ne​sin​de gör​dü​ğüm bir
dün​ya​dan bah​se​de​ce​ğim.
İşi​niz dü​şer, bil​me​di​ği​niz bir semt​te ka​lır​sı​nız. Ye​mek za​ma​nı
geç​miş, kar​nı​nız acık​mış​tır. “Bir aş​çı dük​kâ​nı bul​sam da iki lok​ma bir
şey ye​sem,” der​si​niz. Do​la​şır​sı​nız, sa​ğa ba​kars​ı​nız, so​la ba​kar​sı​nız,
yi​ye​cek bir şey gö​re​mez​si​niz. Dük​kân​lar​ın ca​me​kân​la​rı, mus​luk​lar,
tes​te​re​ler, ip yu​mak​la​rı, kur​şun bo​ru​lar, tah​li​si​ye si​mit​le​ri cin​sin​den
mal​lar​la do​lu​dur. Dün​ya​nın ma​na​sız bir dün​ya ol​duğ​u​na
hük​me​dec​e​ği​niz ge​lir. Üzül​me​yin. Bu ma​na​sız dün​ya​nın hiç
ola​dı​ğı​nız bir ye​rin​de kap​ı​sın​dan dört bir ya​na ne​fis ke​bap
ko​ku​la​rı ya​yı​lan bir ke​bap​çı dük​kâ​nı ile kar​şı​laş​ma​nız im​kân​sız
de​ğil​dir. İş​te ben de o üç ma​sa​lı ba​lık​çı mey​ha​ne​si​ni öy​le bir yerd​e
bul​dum. Da​ra​cık ka​pı​sın​dan içe​ri​ye gi​rer​ken ak​si bir lafmı
söy​le​mi​şim ne​dir, ters bir müd​a​ha​ley​le kar​şı​lan​dım. Bir ses: “Ne kaf​a
tu​tu​yor​sun, otur​sa​na,” de​di. Üs​te​lik bu se​sin sa​hi​bi bir ka​dın​dı. Ne​ye
uğ​ra​dı​ğı​mı an​la​ya​ma​dım. Otur​dum. Ay​na mı, cam mı, ne ol​du​ğu​nu
kes​ti​re​me​di​ğim bir müs​ta​til​de tab​la​sı ba​şın​da ba​lık sa​tan bir ba​lık​çı
gö​rü​yor​dum. Dur​ma​dan ba​ğı​rı​yor​du:
– Li​ra​ya, bur​ a​ya; li​ra​ya, bu​ra​ya!
Ağız ha​re​ket​le​ri​nin son​ra​dan ses​len​di​ril​miş film​lerd​e​ki​le​re ben​zer
bir ha​li var​dı. San​ki bu ses o ağız​dan çık​mı​yor​du. İl​kin ya​dırg​a​dı​ğım
bu hal​e son​ra son​ra o ka​dar alış​tım ki, ha​ni beş on da​ki​ka su​sa​cak ol​sa
ade​ta ra​hats​ız olu​yor​dum. Mun​ta​zam tik​tak​la​rı​na alış​tı​ğı​nız du​var
sa​ati​niz bir​den​bi​re du​ra​cak ol​sa na​sıl olur​su​nuz? Ona ben​zer bir şey.
Ya​nım​da​ki ma​sad​a üç ka​dın otu​ru​yor​du. Üçü de dük​kân​la ak​ra​ba
gi​biy​di​ler. Be​ni tam bir kül​han​be​yi eda​sıyl​a kar​şı​la​yan ka​dın sor​du:
– Ne içer​si​niz ba​yım? Bi​ra mı, şa​rap mı?
– Bir şey iç​mek mi la​zım? Şa​rap ol​sun öy​ley​se...
Dük​kâ​nın ha​va​sı​na eni ​ko​nu ısın​dı​ğı​mı his​set​ti​ğim bir an​da bu
se​vim​li ka​dı​nın is​mi​ni öğ​ren​mek is​te​dim:
– İs​mim ba​na bi​le la​zım de​ğil, sen ne ya​pa​cak​sın? de​di.
Son​ra ya​nın​da​ki ma​sa​da otu​ran kad​ın​la​ra dö​nüp an​lat​ma​ya baş​la​dı:
– Kar​deş, gel​di ka​pı​ya da​yan​dı. Çat​ça​tı da var, pat​pa​tı da. Ver​sek
de alıp ka​çı​ra​cak, ver​me​sek de. Ha​ni, “Ver de kur​tul!” de​miş. Bi​zim​ki
de o he​sap! Ver​dik, kur​tul​duk.
Ne​den bah​set​ti​ği​ni an​lay​a​mı​yor​dum. Ama hoş bir hi​kâ​ye​ye
ben​zi​yor​du.
Ora​da üç dört sa​at kal​dım. Ben dük​kân​dan ol​dum ama, dük​kân
ben​den ol​ma​dı. O gü​zel ha​va​nın tam ma​na​sıy​la içi​ne gi​re​bil​mek için
ay​nı ye​re tek​rar tek​rar git​mek icap et​ti. Ai​le​den ol​may​a baş​la​dı​ğı​mı
an​cak Mu​al​lâ Ab​lay​la “Fos​for​lu” şar​kı​sı​nı söy​le​dik​ten, dük​kân sa​hi​bi
Etem Ağa​bey​le dert​leş​tik​ten son​ra an​la​dım. Hat​ta o bi​le yet​me​di.
Dı​şa​rı​da dur​ma​dan “Li​ra​ya, bu​ra​ya!” di​ye ba​ğı​ran ba​lık​çı​nın se​si,
tah​ta ma​sa​lar, dar pey​ke​ler, çar​pık is​kem​le​ler​le de ak​ra​ba ol​dum.
Ta​ka​cı, mo​tor​cu, mav​na​cı ar​ka​daş​la​rı​mın dert​le​ri​ni öğ​ren​dim. Ri​ze​li
Mu​sa Kap​ta​nın, Ömer’in, Pa​po’nun hi​kâ​ye​le​ri​ni din​le​dim. O
şar​kı​lar​da, o ses​ler​de, o hi​kâ​ye​ler​de bü​yük bir dün​ya var​dı. O da​ra​cık
dük​kâ​na gi​der​ken ken​di​mi se​ya​ha​te, hem de bü​yük bir se​ya​ha​te çı​kan
bir adam sa​nı​yor​dum. Ge​mi​ci, mo​tor​cu, ta​ka​cı dost​la​rım​la
Gi​re​sun’dan fın​dık yük​lü​yor, Kef​ken açık​la​rın​da de​ni​ze tu​tu​lu​yor,
Kös​ten​ce’de Ni​ko Bar’dan çı​kıp Türk arab​a​cı​nın ara​ba​sı​na bi​ni​yor,
No​vo​ro​sisk li​ma​nın​da ba​la​lay​ka din​li​yor, Ka​zab​lan​ka’ya gi​de​cek bir
pet​rol ge​mi​si​ne tü​tün sa​tı​yor​dum. Bu üç ma​sa​lı ba​lık​çı mey​ha​ne​sin​de
gör​dü​ğüm dün​ya ger​çek​ten ne gü​zel​di! Ça​lı​şan in​san​lar, na​mus​lu
in​san​lar, kar​deş in​san​lar.
Gü​zel bir dün​ya​da ya​şa​mak is​ti​yor​sa​nız siz de öy​le bir mey​ha​ne
bu​lu​nuz.

30 Kasım 2017 Perşembe

BİR ŞEHRİ BIRAKMAK - Orhan Veli KANIK

BİR ŞEHRİ BIRAKMAK
Bu şehirde yağmur altında dolaşılır
Limandaki mavnalara bakıp
Şarkılar mırıldanılır geceleri.
Bu şehrin sokakları çoktur,
Binlerce insan gelir gider sokaklarında..
Her akşam çayımı getiren
Ve bir Beyaz Rus olmasına rağmen
Hoşuma giden garson kadın bu şehirdedir.

Bu şehirdedir
Valsler, foksrotlar altında
Şuman'dan, Bramsdan
Parçalar çaldığı zaman dönüp
Bana bakan ihtiyar piyanist.

Doğduğum köye müşteri taşıyan
Şirket vapurları bu şehirdedir.
Hatıralarım bu şehirdedir.
Sevdiklerim,
Ölmüşlerimin mezarları.

Bu şehirdedir işim gücüm,
Ekmek param.
Fakat bütün bunlara mukabil
Yine budur başka bir şehirdeki
Bir kadın yüzünden
Bıraktığım şehir.
Orhan Veli KANIK