Öne Çıkan Yayın

Nazım Hikmet / CEVAP

  CEVAP  O duvar o duvarınız,                 vız gelir bize vız! Bizim kuvvetimizdeki hız, ne bir din adamının dumanlı vaadinden, ne de bir...

19 Kasım 2017 Pazar

LETHE - Charles BAUDELAİRE

LETHE

Vahşi ve sağır ruh, gel kalbime, gel diyorum,
Tembel, miskin canavar, sen tapılası kaplan;
Şu titreyen parmaklarımı uzun zaman
Ağır, yoğun yelene daldırmak istiyorum;

Acılı, üzgün başımı usulca sokayım
Teninin kokusuyla dolu eteklerine,
Solgun bir çiçek gibi derinden derine
Pis kokan ölü aşkımı içime çekeyim.

Hayatdan çok uyumak istiyorum uyumak!
Kuşkulu bir uykuda, tatlı ölüm misali,
Vicdan azâbı duymadan öpücüklerimi
Bakır gibi cilalı güzel vücûduna yaymak.

Ancak senin yatağının uçurumu yutar
Şimdi artık dinmiş olan hıçkırıklarımı;
Senin ağzında unutuşun o güçlü tadı,
Léthé ırmağı öpüşlerin içinden akar.

Zevkin buyruklarına uymak, boynumun borcu,
Çünkü, kaderim alnıma peşin yazılmış böyle;
Ben, günahı körükleyip aşkın ateşiyle
Alevlendiren uysal kurban, ben masûm suçlu,

Dinsin diye bu acı, uyuşsun diye kinim
Yıllardır altında hiç kalp barındırmayan
Sivri göğüslerinin güzelim uçlarından
Kana kana baldıran zehrini içeceğim!
Charles BAUDELAİRE

17 Kasım 2017 Cuma

AÇIK ATLAS - Ece AYHAN

AÇIK ATLAS

Hayattan ders veriyor diye öğretmenleri kızdıran
Tuzu bir bulmuş çocukları saklamadan güldüren dünyaya
Su kaçırmaz bir eşeğin sesine açıktır penceresi
Bir sınıfın, batı son dersinde, kuşluk vakti

Meşeler yapraklanınca bir tuhaf olurlar işte
Koparılmış kürt çiçekleri, hatırlayarak amcalarını
Azınlıkta oldukları bir okulda bile, sorarlar soru
Neden feriklerin ve eşeklerin memeleri vardır?

En arka sırada çift dikişliler, sınavda en öne
İntihara ve denizde nasıl boğulmaya çalışırlar
Yalnız Orta Doğu'da el altında satılan bir atlas
Kim demiş on sekiz yaşından küçükler okuyamaz

Bakıldı ki kum saati, ters çevrilmiş, çıt, usul isa asi olmuş
İkinci karnede babası yarısını silahıyla dışarda bırakıp
Öyle öğretildiği için saygılı, sınıfa giren parmak çocuğun
Boş yerine, girilmeyen bir dersin denizi, gelip oturmuş

Açık kalmış atlası, deniz taşmıştır, darılmasın Fırat ama

Hayatın orta öğretmeni sustu, dondu gülmeleri çocukların
Bir cenaze töreninde daha ölümlü karşılamaya götürüleceğiz

Efendiler! Eşekler susabilirler
Ne yani çocuklar hiç gülmeyecekler mi?
Ece AYHAN

25 Ekim 2017 Çarşamba

DOĞMAMIŞ ÇOCUKLARA - Muammer HACIOĞLU

DOĞMAMIŞ ÇOCUKLARA

Uykusuz gecelerin getirdiği çocuklar 
Her zaman mavi değil bu gökyüzü bu deniz
Buruşmuş çarşafların üzerinde bilmeden 
Size acı bir dünya hazırlıyor anneniz
Kapanmış kapılardan geri dönüp çaresiz 
Hayatın rüzgârında savrulup durursunuz 
İnsanın kuruş kuruş satıldığı devirde 
Doğmayın n'olursunuz
Muammer HACIOĞLU

Kendine Benim İçin Bir Gül Ver - Yılmaz ODABAŞI

(Sensizlikle flört etmeyi sen değil, sensizlik bilir;
sesi ses, sessizliği sensizlik bilir.)

Korkma, sana aşkı öğretmeyen kendinin
ellerinden tut!
Çok ağrımış kendinin, siyah
ve ayaz kendinin.
Hep avuttuğum düşler için bana bir gül ver…

Bak, Palandöken dağlarında karlar erimiş,
teknelerle kol kola bir bahar sulara inmiş;
dağlar için, sular için bana bir gül ver.
Bir gül ver söküldüğüm günler için
-ve önce kendinin ellerinden tut.-

Kendimin ellerinden tutunca,
içimden nehirler gibi akmak geliyor;
yollara çıkmak, yolculuklara bakmak geliyor.
Geberesiye içip salaş meyhanelerde,
buralardan böyle ceketsiz kaçmak geliyor.

Tutunca kendimin ellerinden,
pusulasız gemilerde yatmak;
yaşlı ve şefkatli bir azizenin koynunda
sabaha dek kıpırtısız susmak geliyor.

Sevgilim, iyi insan, tutunca ellerimden,
ömrümün içinden akmak geliyor…

(Sessizlik sensizliği ezbere bilir;
sensizlik her şeyi bilir…)

Korkma, sana aşkı öğretmeyen kendinin
ellerinden tut;
sonra bana aşkı öğretmeyen kendimin
ellerinden…

Bak, yıllarım sırılsıklam/ yağmurlar giymiş,
günlerin avlusuna yeni yeni çocuklar inmiş;
dağlar için, sular için bana bir gül ver.
Avuttuğum düşler için bana bir gül.
Bir
gül
pusulasız gemiler, sökülmüş günler için…

(Ben bütün yeşillerimi inatçı ayazlara çaldırdım;
sen kendinin ellerinden tut
ve kendine benim için bir gül ver.)

Kendine
bir
gül(ü) ver
Yılmaz ODABAŞI

DÜELLO - Behçet AYSAN

Fotoğraf
DÜELLO

parçalanmış bir aynada
nakışları esmer bir yüz
yansısını görüyorum
perçemleri akdenizli
bakışları simli sündüs
parçalanmış bir aynada.

ah! benim bu deliliğim
ıssız bir ada arıyor
yanaşıp çıkınca, şaşkın
dolaşmış çok önceleri
yabanıl ayak izleri
ah! yazık orda binlerce.

titrek bir mum ışığında
yeniden sarsak yüreğim
asla anmayacak aşkı
bir kez daha yapmayacak
yine çarpıp kayalara
su almakta, su almakta
batmaktadır köhne kalyon
yıldızları sönmüş gece.

bir yaz günü oldu bunlar
gri yağmurlar yağıyordu
çekildi bütün kılıçlar
ben bir yanda rakip hayat
denizse köpürdüyordu
ve şarkılar söylüyordu
alabildiğince bir siren
ölmemi istemiyordu.

ne parçalanmış bir ayna
ne mum ışığı kalacak
birazdan gün ağaracak
her gece yeni bir düello
her sabah yeni bir ölüm
hepsi bu şiire sığacak.
Fotoğraf
Behçet AYSAN

24 Ekim 2017 Salı

KARA TOPRAK - Aşık VEYSEL

Fotoğraf
KARA TOPRAK

Dost dost diye nice nicesine sarıldım
Dost dost diye nice nicesine sarıldım
Benim sadık yarim kara topraktır
Beyhude dolandım boşa yoruldum
Benim sadık yarim kara topraktır kara topraktır
Nice güzellere bağlandım kaldım bağlandım kaldım
Nice güzellere yar bağlandım kaldım bağlandım kaldım
Ne bir vefa gördüm ne faydalandım
Her türlü isteğimi topraktan aldım
Benim sadık yarim kara topraktır kara topraktır
Koyun verdi kuzu verdi süt verdi verdi süt verdi
Koyun verdi kuzu kuzu verdi süt verdi süt verdi
Yemek verdi ekmek verdi et verdi
Kazma ile döğme döğmeyince kıt verdi
Benim sadık yarim kara topraktır kara topraktır
Ademden bu deme neslim getirdi neslim getirdi
Ademden bu deme yar neslim getirdi neslim getirdi
Bana türlü türlü meyva getirdi
Hergün beni tepe tepesinde götürdü
Benim sadık yarim kara topraktır kara topraktır
Karnın yardım kazma ile belinen ey yar belinen
Karnın yardım kazma kazmayınan belinen ey yar belinen
Yüzün yırttım tırnağınan elinen
Yine beni karşıladı gülünen
Benim sadık yarim kara topraktır kara topraktır
İşkence yaptıkca bana gülerdi bana gülerdi
İşkence yaptıkça ey yar bana gülerdi bana gülerdi
Bunda yalan yoktur bütün herkeste gördü
Bir çekirdek verdi dört bostan verdi
Benim sadık yarim kara  topraktır kara topraktır
Havaya bakarsam hava alırım hava alırım
Havaya bakarsam ey yar hava alırım hava alırım
Toprağa bakarsam dua alırım
Topraktan ayrılırsam ey yar nerde kalırım
Benim sadık yarim kara topraktır kara topraktır
Dileğin varsa ey yar iste ALLAHTAN iste ALLAHTAN
Dileğin varsa ey yar iste ALLAHTAN iste ALLAHTAN
Alman için olsa gitme topraktan
Cömertlik toprağın ey yar verilmiş haktan
Benim sadık yarim kara  topraktır kara topraktır
Hakikat ararsan açık bir nokta açık bir nokta
Hakikat ararsan ey yar açık bir nokta açık bir nokta
ALLAH kula yakın oda ALLAHTAN
Hakkın gizli hazi hazinesi topraktan
Benim sadık yarim kara  topraktır kara topraktır
Bütün kusurları toprak gizliyor toprak gizliyor
Bütün kusurları ey yar toprak gizliyor toprak gizliyor
Merhem çalıp yaraları düzlüyor
Kolun açmış yola yollarını gözlüyor
Benim sadık yarim kara  topraktır kara topraktır
Her kimki olursa bu sırra mashar bu sırra mashar
Her kimki olursa ey yar bu sırra mashar bu sırra mashar
Dünyaya bırakıp ölmez bir eser
Dünyali veyseli bağrına basar
Benim sadık yarim kara  topraktır kara topraktır
Fotoğraf
Aşık VEYSEL
https://youtu.be/2cGANgDZPj8

GİTME - Yılmaz ODABAŞI

Fotoğraf
GİTME

Gitme
Gözlerini sil ve bu sevda kadar koyu bir çay tutuştur ellerime.
Yok, gitme!
Gitme, sen gidince sevmek yüreğimde düğümleniyor,
Özlemeyi yutkunuyorum;
Sonra pencerene ürkek kuşlar konuyor
Şu gök var ya şu gök, birden üstüme çöküyor,
Yok.. gitme!
Gitme aç göğsünü ısınıp kalayım öyle...

Fotoğraf
Yılmaz ODABAŞI