ÇÜRÜMENİN KİTABI
( TANRI'NIN İÇİNDE YOK OLMAK )
Farklı özüne itina gösteren ruh, kaçındığı şeyler tarafından her adımda
tehdit edilir. Dikkati -en büyük ayrıcalığı- onu sık sık terk ettiği
için, kaçmak istediği eğilimlere boyun eğer, ya da murdar sırlara yem
olur. .. Bizi hayvanlara ve nihai meselelere yakınlaştıran bu korkulan,
bu titremeleri, bu başdönmelerini kim yaşamamıştır ki? Dizlerimiz
bükülmeden titrer, ellerimiz kavuşmadan birbirini arar, gözlerimiz
hiçbir şey görmeden yukarı bakar. .. Cesaretimizi pekiştiren o dikey
kibri, bizi gösteri yapmaktan muaf tutan duyguyu, o hareketlerden
dehşet duyma duygusunu muhafaza ederiz; gülünçlük derecesinde
ifadeye gelmez olan bakışları örtmek için, göz kapaklarımızın yardı
mını da ... Kayıp gitmemiz yakındır, ama kaçınılmaz değildir; ilginç
bir kazadır, ama hiç yeni değildir; korkularımızın ufkunda şimdiden
bir tebessüm doğmaktadır ... duanın kucağına hiç düşmeyeceğizdir ...
Zira sonunda O kazanmamalıdır; büyük harfle yazılan ismini lekelemek,
istihzamıza düşer; saçtığı titremeleri dağıtmak da yüreğimize ...
Böyle bir varlık gerçekten olsaydı; zayıflıklarımız kararlarımıza,
derinliklerimiz sınamalarımıza üstün gelseydi, o zaman hafif düşünmeyi
sürdürmek beyhude olmaz mıydı? Madem ki zorluklarımız hallolmuş,
sorularımız askıya alınmış ve büyük korkularımız yatıştırılmış
... Fazla kolay olurdu bu. Her mutlak-şahsi veya soyut-, sorunları
es geçmenin bir tarzıdır; sadece sorunları değil, duyuların paniğinden
başka bir şey olmayan köklerini de ...
Tanrı: Ürküntümüzün üzerine dosdoğru düşüş; hiçbir ümide kanmayan
arayışlarımızın ortasına yıldırım gibi inen selfunet; tesellisiz
kalmış ve zaten teselli edilmek de istemeyen kibrimizin dolambaçsız
bir biçimde geçersizleşmesi; bireyin kızağa çekilme yolunda ilerlemesi;
endişe noksanlığı yüzünden ruhun işsiz kalması ...
imandan daha büyük bir feragat var mıdır? İman olmadığında sonsuz
sayıda çıkmaza girildiği doğrudur. Ama hiçbir şeyin sonunun hiç
bir şeye çıkmadığını; evrenin, hüznümüzün bir yan-üıünü olduğunu
bile bile, bu ayak sürüme ve kafamızı yere göğe vura vura ezme zevkinden
kendimizi niye mahrum edelim?
Atadan kalma ödlekliğimizin bize önerdiği çözümler, entelektüel
edebinden yan çizmenin en beter yollarıdır. Yanılmak, kandırılmış
olarak yaşamak ve ölmek; insanların yaptığı budur. Ama bizi Tanrı'nın
içinde yok olmaktan koruyan ve bütün anlarımızı, hiç etmeyeceğimiz
dualara dönüştüren bir haysiyet de vardır.
Emil Michel Cioran
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder