YOL KENARINDA
süvarinin atı,kuşun kanadı,
gülün yaprağı kadar yakındım sana,
her gün su verilen bir pencere önü
menekşesi gibi severdim seni.
her giden peşinde izler bırakır.
ister kuma, ister suya,
isterse de bir parça kâğıda yazsın…
izlerini okumak isteyecek biri yoksa eğer;
rüzgar eser kum dağılır,
güneş doğar su buharlaşır,
yangın çıkar kâğıt külleşir.
ne paris gibi aşk kokusu var;
ne moskova gibi fırtına,tipi,kar
havada gizli,tehlikeli ve çarpıcı bir elektrik.
çantam harita dolu olmasına rağmen
yönümü kaybediyorum.
hep kırılmayı beklediğim yol kenarında
yolu seyrediyorum yine de
çok şey anlatır gibi yaparak,
hiçbir şey anlatmadan sanki.
gidemediği için mi kalır insan,
yoksa kaldığı için mi gidemez?
kırık değilim,umutluyum hatta
birkaç kez düştükten sonra,
artık dizlerim alıştı kabuk bağlamaya.
süvarinin atı,kuşun kanadı,
gülün yaprağı kadar yakındım sana,
her gün su verilen bir pencere önü
menekşesi gibi severdim seni.
Koray FEYİZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder