Öne Çıkan Yayın

Nazım Hikmet / CEVAP

  CEVAP  O duvar o duvarınız,                 vız gelir bize vız! Bizim kuvvetimizdeki hız, ne bir din adamının dumanlı vaadinden, ne de bir...

15 Temmuz 2017 Cumartesi

Oscar WILDE / Dorıan Gray'in Portresi

Fotoğraf "Hallward başını sallayarak, "Harry sen dostluğun ne
demek olduğunu anlamıyorsun," dedi. "Ne de düşmanlığın
anlamını biliyorsun. Her kesi seversin sen, yani herkese
karşı kayıtsızsın, demeye gelir bu."
      Lord henry, "Ne korkunç haksızlık ediyorsun bana!"
diyerek şapkasını arkaya doğru itti; yaz semasının firuze
kubbesi üzerinde, çözülmüş parlak ibrişim yumakları
gibi uçuşan bulutlara baktı. "Evet, korkunç haksızlık
ediyorsun bana. Aslında insanları bir birinden ayırırım ben.
Arkadaşlarımı güzellikleri için seçerim, tanışlarımı
karakterlerinin sağlamlığı için, düşmanlarımı da parlak
zekaları yüzünden. Tüm düşmanlarımın zihinsel melekeleri
güçlüdür, bu yüzden de benim değerimi bilirler. Çok mu
kibirli buluyorsun beni? Evet, oldukça kibirli sayılırım."
      "Bana kalırsa da öyle, Herry. Ama sınıflandırmana göre
ben yalnızca bir tanışım, senin gözünde."
      "Çok sevgili dostum Basil, bir tanıştan çok ötesin sen."
      "Ama arkadaştan da çok beride. Bir tür kardeş miyim
acaba."
      "Of, kardeş deme bana! Kardeş denen şeyden hiç
hazzetmem ben. Ağabeyim ölmek bilmiyor; küçük kardeşlerim
de ölmek dışında bir şey bilmiyorlar sanki."
      Basil Hallward, "Harry!" diyerek kaşlarını çattı.
      "Dostum, şaka yapıyorum. Gene de akrabalarımdan nefret
etmemek elimde değil. Kendimizdeki kusurları başkalarında
Görmeye hiçbirimiz dayanamayız da ondan olsa gerek.
Ingiliz demokrasisinin, yüksek sınıfların kötü yönleri, dedikleri
şeylere diş bilemesini ben çok iyi anlıyorum. Halk kitleleri ayyaşlık,
aptallık, ahlaksızlık yalnızca onlara özgü olsun istiyor! Bizlerden biri
kendini rezil etti mi onların özel mülküne tecavüz edilmiş gibi
Oluyorlar: Zavallı Soucthwarkcık kendini boşanma mahkemesinde
bulunca halkın gösterdiği öfke harikaydı doğrusu. Oysa proleterya
sınıfının onda birinin bile kusursuz yaşam sürdüğünü sanmıyorum."
      "Harry, söylediklerinin bir tek sözcüğüne bile inanmıyorum.
Dahası, senin de inanmadığından eminim."
      Lord Henry sivri, kestane renkli sakalını sıvazlıyor, püsküllü
Abanoz bastonuyla ayağındaki rugan papuçlara vurup duruyordu.
      "Nasıl da tipik İngiliz'sin, Basil! İkinci kez aynı görüşü belirtiyorsun.
Kişi gerçek bir İngiliz'e bir fikir yürüttüğü zaman… Ki zaten tehlikeli
iştir ya… Fikrinin doğru mu yanlış mı olduğunu düşünmeyi aklından
bile geçirmez. Önemli saydığı tek şey bu fikre kendinin inanıp
inanmadığı dır. Şimdi, bir fikrin değeri ile bunu ileri süren kişinin
içtenliği arasında hiç bir bağlantı yoktur. Doğrusunu istersen,
büyük bir olasılıkla, kişi ne kadar içtenlikten uzaksa, ileri
sürdüğü fikir de o oranda saf bir zihinsel değer taşıyacaktır,
çünkü o kişinin ihtiyaçlarının, arzularının ve de ön yargılarının
rengini kapmamış olacaktır. Ne var ki seninle siyaset,
toplumbilim ya da metafizik tartışmaya niyetim yok benim.
Ben insanları ilkelerden daha çok severim."

Oscar Wilde / Dorıan Gray'in Portresi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder